Önsöz

ÖNSÖZ

Farabî sonrası İslâm Meşşaî felsefesi Farabî felsefesinin bir devamından başka değildir. Farabî’yi peşleşen Şark ve Garp İslâm filozofları da onun eklektik sisteminden ayrılmamışlar, din ile felsefe uzlaşımını onun ışığında yapmışlar, gerçeğe ulaşmada akıl ve nazar yolundan başka yol tanımamışlar, akıl ve nazar sezgisini her türlü sezginin üstünde tutmuşlar, kalpleri akılla nurlandırmışlar, ruhları akılla ebedî ve mutlu kılmışlardır.

Gazalî gibi akl ile vahy’i, ilm ile imanı, felsefe ile şeriatı birbirinin karşıtı sananlar ve tutanlar ise bu sanı ve tutumlariyle bizzat gerçek dine karşıt olmakla kalmamışlar, dolayısiyle, İslâm medeniyetinin dünya hâkimiyetini kaybetmesinde de en büyük rolü oynamışlardır.

Cavit Sunar

Cavit Sunar’in Aziz Hatırasına,

Prof. Dr. Cavit Sunar tefekkür dünyasına birçok nitelikli eserle katkıda bulunmuş değerli bir düşünürümüzdür.

Özgün olarak Tasavvuf felsefesinde yoğunlaşan Cavit Sunar, dünyanın farklı kültür çevreleri ve düşünce iklimlerindeki irfan öğretilerini ayrımlı-birliği içinde ele aldığı eserlerinde kültürlerin özsel anlam bağlarını ortaya koymuştur.

Cavit Sunar’ın eserlerindeki akademik disiplin ve kavramsal özen, güvenilir bilgi ile düşünmenin rahatlığını sunmaktadır. Aynı zamanda, bilgilerin tefekkür tezgâhında dokunuşundaki üslûp ve ustalık, bilgilenme yanında manevî zevk oluşturarak, okuyucuyu anlamlı bir iç seyahate çıkarmaktadır.
Herhangi bir anlam kaymasına neden olmamak için eserlerde sadeleştirme ve dil yenilemesi yapmaksızın tıpkı basım uygun görülmüştür.
Bu değerli düşünürümüzün toplu eserlerini daha geniş kitlelere ulaştırmadaki çabamızı büyük bir nezaket ve özveriyle destekleyen saygıdeğer eşi Neriman Hanımefendi’ye en içten saygılarımızı sunarız.

Anadolu Aydınlanma Vakfı