Yedi Ruhsal Yükseliş Ek Notları
- “Bir kere de ben onu sevdim mi artık ben o kulumun işittiği kulağı, göreceği gözü, şiddetle kavrayacağı eli ve yürüyeceği ayağı olurum. Eğer benden bir şey dilerse onu verir, bana sığınırsa muhakkak onu himaye ederim” Kudsî Hadîs.
- En’am, 122.
Hadîs: “Nefsini bilen Rabbini bilir- Men arefe nefsehu fakad arefe Rebbehu”.
- Yıldızların teşekkülünde esfel ve a’lâ yoktur, hepsi bu boşlukta dönmektedir. Esfellik ve a’lâlık bizim küremize göredir. Teşekkülde de kesîf kesîfi, lâtif lâtifi çeker nazariyesi câridir. Madde, sırf yokluk olduğundan kalan bir “Ah”tan başka değildir.
- Fussilet, 53.
- İnsanın tikel ruhunu tümel ruhta yok etmesi ve hiç olup kendini bilmesi demek, kendini zerrelere bölerek yok etmek ve bu suretle aslına geri dönerek kendini bilmek yani asıl kendi olduğu hâlde bütün zerrelerin de kendi olduğunu bilmek demektir.
- “Lâ mevcûde illallah”.
- “Leyse fî cübbetî sivallah”.
- Mümin, 16.
- “Ebu’l- Vakt”, vaktin babası olmak yani doğurtmak; “İbn’ul Vakt” da vaktin oğlu olmak, yani doğmaktır. Daha açıkçası Ebu’l-Vakt, kendini ve sadece kendini var bilmek; İbn’ul-Vakt da kendini tamamıyla yok bilip yalnız Allah’ın var olduğunu bilmektir.
- “Leyse fî cübbetî sivallah”, “Hel fiddaryeyn gayri”.
- “Lâ mevcûde illallah”.
- “Lâ mevcûde illâ ene”.
- Fenâ’ (Yokluk) ancak şekil ve surettedir.
Beka (Sürekli varlık) da iki türlüdür:
a- Ruhta beka.
b- Maddede beka.
Ruhta beka, hiç bir zaman yok olmaz. Maddede beka da hiç bir zaman yok olmaz. Maddede yok olan, kaybolan şekildir. Fakat madde, madde olması bakımından daima bâkîdir. Bu sebeple “Saki-i bâkî” sözü de gerek cüz’ gerek küll yani zât bakımından iç içe yedi dereceye kadar tefsîr edilebilir.
- Nahl: 96.
- İnsan: 1, 2.
- İnsandan zikereden yine Allah’tır.
- Cüz’ler kendi mevzi’lerinde birer zâttır. Fakat cüz’î zât, küllînin tahtında olan bir zâttır. Bütün cüz’î zâtlar, bütün cüz’leri kaplamış olan asıl zâta dayanır.
Şuûnlar, Allah’ın isimlerine tebaiyyetle isimlerin ma’nâlarına göre zuhur eder. İsimler, zâtî i’tibârlardır. Zât, her şeyden münezzehtir. Çünkü tenzih kendi kendiliğinden hâsıl olur. Zât ve Allah kelimeleri de anlatabilmek içindir.
- Velâyet, bütün mevcûdâta ilmen ve hâlen tasarruf etmektir; veli de tasarruf edendir.
- Müslümanlık, hakikatin husûlüne mütevakkıftır ki kendini bütün esfel mertebelerden kurtarıp hakikate ulaşmak ve hakikat olmak demektir.
Cüz’ler cüz’lüklerini, küllde görürler. Bunun böyle olması sebebiyledir ki cüz’ün küllden geldiği sözünün hakikati de meydana çıkar.